Amerika Birleşik Devletleri'ndeki elektrik şebekesi onlarca yıldır güvenilir ve güvenilir bir elektrik dağıtım kaynağı olmuştur. Ancak üretimin karbondan arındırılması, ulaşımın elektrifikasyonu ve aşırı hava olayları gibi çeşitli faktörler nedeniyle elektriğin merkezi üretimi ve dağıtımı artık eskisi kadar güvenilir değil.
As a result, many government institutions, businesses, and communities are now turning to microgrids as a solution to keep the power on during outages. So, what exactly is a microgrid? A microgrid is an interconnected electrical system that consists of multiple generation sources and controllable loads. It can operate in parallel or independently from the utility grid and is designed to provide a reliable solution for unexpected power loss and energy management. The generation sources in a microgrid are often referred to as distributed energy resources (DERs), which are decentralized assets controlled as an integrated system.
Bir mikro şebeke, esasen daha büyük şebeke içindeki bir mini elektrik şebekesidir ve maksimum sistem esnekliği için bağımsız olarak veya ana şebekeden "adalanmış" şekilde çalışabilir. Temel amacı, şebeke kesintisi durumunda kesintisiz ve güvenilir güç sağlayarak kritik operasyonların kesintisiz devam edebilmesini sağlamaktır.
So, how does a microgrid actually work? A microgrid coordinates various power generation assets that can either work in conjunction with a utility provider to augment their production or operate autonomously to power critical operations. These assets typically include traditional fossil fuel generators, as well as renewable sources such as wind, solar, and energy storage. The microgrid works by generating and optimizing energy usage to provide resilient, efficient, and sustainable electricity solutions.
Bir mikro şebekenin çeşitli bileşenlerinin koordineli bir şekilde çalışmasını sağlamak için akıllı mikro şebeke kontrol sistemleri kullanılmaktadır. Bu kontrol sistemleri, DER orkestrasının şefi gibi düşünülebilir ve tüm varlıkların bir arada sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlar.
Mikro şebekelerin en önemli avantajlarından biri esneklikleri ve özelleştirilebilmeleridir. Her bir mikro şebeke, onu dağıtan kuruluşun özel ihtiyaçlarını ve gereksinimlerini karşılayacak şekilde uyarlanabilir. Önceliklerine bağlı olarak kuruluşlar genellikle üç hedefe öncelik verme yelpazesine girer: dayanıklılık, verimlilik ve sürdürülebilirlik. Bununla birlikte, üç hedefi de tam olarak karşılayan bir mikro şebeke oluşturmak, maliyet açısından engelleyici olabilir. Bu nedenle geliştiriciler, kuruluşların benzersiz ihtiyaçlarını anlamak ve uygun bir çözümü özel olarak tasarlamak için gereken uygulamaları ve varlıkları belirlemek için kuruluşlarla yakın işbirliği içinde çalışır.
Resilience is a major concern for many companies and residential communities. With the increasing threat of cyber-attacks and extreme weather events, access to consistent and reliable power is crucial. Many states have recognized the importance of microgrids in reducing or eliminating power loss and have invested in them as part of their disaster-response efforts. Microgrids not only help bolster critical operations but also contribute to a more resilient energy infrastructure, ensuring that communities can quickly recover from a crisis.
Efficiency is another key benefit of microgrids. Governments, corporations, and institutions can achieve financial benefits through cost avoidance and external monetization. Cost avoidance involves maximizing the use of freely produced energy from renewable sources. When energy storage is added to renewable sources, it enables the stored power to be used during times of high utility grid energy costs, reducing peak demand charges and providing utility bill savings. External monetization occurs through participation in demand response programs or selling energy services to third parties.
Lastly, microgrids play a significant role in sustainability efforts. Many organizations have established goals to reach carbon neutral operations by a given date. However, one of the challenges with renewable energy sources like solar and wind is their intermittent nature. Microgrids can utilize a combination of renewable sources and battery energy storage systems to store excess energy during times of peak generation and discharge it when renewable sources are not producing enough to meet the demand. This helps organizations achieve their decarbonization goals while providing energy cost savings and operational resiliency.
Mikro şebeke endüstrisinde lider şirketlerden biri ACDC'dir. Müşterilerin özel ihtiyaçlarına göre uyarlanmış güvenilir güç çözümleri oluşturmalarına yardımcı olma konusunda uzmanlaşmıştır. Müşteriler, Deneyim Merkezlerinde yenilenebilir enerjiye erişmenin, fazla arzdan kâr elde etmenin ve hatta hiçbir şebeke desteği olmadan yüzde 100 dahili güçle çalıştırmanın çeşitli yollarını keşfedebilir. ACDC'nin mikro şebeke denetleyicisi, şebeke kesintileri sırasında güç sürekliliğini sağlamak için güneş enerjisi, enerji depolama, üretim ve şebeke beslemesi gibi birden fazla kaynağı akıllıca yönetir. Modüler sistem tasarımları aynı zamanda gelecekte ölçeklenebilirlik ve özelleştirmeye de olanak tanır.
Sonuç olarak mikro şebekeler, şebeke güvenilirliği ve elektrik kesintileri gibi zorluklara karşı giderek daha popüler bir çözüm haline geliyor. Kesintiler sırasında güvenilir güç sağlayan mikro şebekeler, kritik operasyonların kesintisiz devam edebilmesine yardımcı olur. Ayrıca mikro şebekeler dayanıklılık, verimlilik ve sürdürülebilirlik gibi çeşitli faydalar sunarak onları dünya çapındaki hükümetler, işletmeler ve topluluklar için cazip bir seçenek haline getiriyor.
İlgili ürünler:
Kendinden Soğutmalı-EN-215 Dış Mekan Dağıtılmış Enerji Depolama Kabini - Güç Tipi
İhlal halinde kaldırılacaktır
Referans web sitesi: https://www.eaton.com